Uzm. Dr. Ferhat Gökay, 14 Kasım Diyabet Günü Nedeniyle Açıklamalarda Bulundu
14 Kasım 2022

Kayseri Şehir Hastanesi’nde Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Dr. Ferhat Gökay, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü nedeniyle diyabet hakkında açıklamalarda bulundu.

Uzm. Dr. Ferhat Gökay yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;Diyabet, insülin direnci, insülin eksikliği veya her ikisinin bir arada bulunmasına bağlı olarak gelişen, kan şekerinin yüksek olduğu bir hastalıktır. İnsülin pankreasın beta hücrelerinden salgılanan bir hormondur. Kandaki şekerin (glukoz) hücre içine girmesini sağlar.

Diyabet tüm dünyada oldukça sık görülen bir sağlık sorunudur ve giderek artmaktadır.  Ülkemizde 1997-1998 yıllarında diyabet sıklığı %7.2 iken 2010 yılında yaklaşık iki kat artarak %13.7’ye ulaştığı görülmüştür. Hastalığın giderek yaygınlaştığı dikkate alındığında, halen ülkemizde 20 yaş üzeri her 100 kişiden en az 15’inin diyabetli olduğu tahmin edilebilir.

Diyabet sık görülen, kontrol altında tutulmazsa erken yaşta ciddi sağlık sorunlarına ve ölüme yol açan, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Yaşam boyu izlem ve tedavi gerektirir. Bununla birlikte etkin yönetildiğinde normal yaşam kalitesi ve yaşam süresi sağlanabilir. Bu nedenle hastalığın önlenmesi için çaba harcanması, erken tanı konması ve uygun bir şekilde tedavi edilmesi gereklidir.

Günümüzde modern hayat olarak görülen kentsel yaşam tarzında daha az enerji harcayarak daha fazla yiyecek tüketilmektedir. Bunun sonucu olarak, şişmanlık artmakta, erişkinlerde görülen ve ana sebebi insülin direnci olan tip 2 diyabet sıklığı, tüm dünyada hızla artmaktadır. Bu artışın diğer başlıca nedenleri nüfus artışı ve dünyada ortalama ömrün uzamasıdır.

Diyabet; tip 1, tip 2, gebelikte ortaya çıkan diyabet (gestasyonel diyabet) ve diğer nedenlere bağlı diyabet olmak üzere dört gruba ayrılır. Diyabetli hastaların %80-90’ını tip 2 diyabetli hastalar, %5-10’unu tip 1 diyabetli hastalar oluşturmaktadır.

Diyabetin en önemli belirtileri ağız kuruluğu, susama hissi, çok su içme, çok ve sık idrar yapma, gece idrara çıkma, halsizlik, yorgunluk, sık acıkma, çok yemek yemeye rağmen kilo kaybıdır. Ciltte kuruma ve kaşıntı, bulanık görme, deri ve idrar yolu infeksiyonları, vajinal kaşıntı, tekrarlayan mantar infeksiyonları, yaraların geç iyileşmesi, ayaklarda, bazen de ellerde,hissizlik veya uyuşma, karıncalanma görülebilir. Tip 1 diyabette belirtiler çoğunlukla birkaç hafta içinde gelişerek hızla ilerler. Tip 2 diyabette ise genellikle başlangıçta belirti yoktur veya yakınmalar hafiftir.

Diyabet tanısı nasıl konulur? : En az 8 saat süre açlıktan sonra sabah ölçülen kan glukozuna açlık kan glukozu denir. Açlık kan glukozunun normal değeri 70-100 mg/dl’dir. Farklı günlerde bakıldığında en az iki kez 126 mg/dl veya üzerinde bulunması, diyabet tanısı koydurur. Diyabete ilişkin yakınmaları olan bir kişide herhangi bir zamanda (aç veya tok iken) ölçülen kan şekeri 200 mg/dl ve üzerinde ise diyabet tanısı konulur. Tanıda ve diyabet takibinde kullanılan bir başka yöntem HbA1c (glikozillenmiş hemoglobin A1c) testidir. HbA1c %6.5’ten yüksekse diyabet düşünülür. Ancak, tanının teyit edilmesi için kan şekerinin de en az bir defa normalden yüksek bulunmuş olması gerekir.

Diyabet kimlerde araştırılmalıdır? :Tip 1 diyabet için rutin tarama yapılmaz. Diyabet belirtisi olmasa da aşağıdaki durumlarda tip 2 diyabet araştırılmalıdır;

40 yaşından itibaren tüm bireyler 3 yılda bir tip 2 diyabet için taranmalıdır. Beden kitle indeksi ≥25 kg/m2 olup diyabet gelişimi açısından risk taşıyan bireyler daha genç yaşlardan itibaren ve daha sık (örneğin yılda bir kez) diyabet yönünden araştırılır. Bu risk faktörleri şunlardır:

·1. ve 2.derece yakınlarında diyabet bulunması, durağan yaşam tarzı veya düşük fizik aktivite

·Hipertansiyon, kan yağlarında yükseklik, kalp damar hastalığı, inme öyküsü olması

·Polikistik over sendromu (PKOS), İri bebek doğurma veya önceki gebelikte diyabeti öyküsü olması

·Şizofreni ve ciddi psikiyatrik ilaç kullanımı

·Organ nakli, Uzun süreli kortizon kullanımı

Diyabet hangi sağlık sorunlarına yol açar? :Kan glukozunda uzun süreli yükseklik insan vücudunda birçok sistem ve organın olumsuz etkilenmesine yol açar. Kalp ve damar hastalıklarına, inmeye, görme bozukluklarına, sinir ve böbrek hasarlarına neden olabilir. Ayakta yara oluşması, gangren ve buna bağlı uzuv kayıpları oluşabilir.

Diyabet, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, körlüğe neden olan ilk üç hastalık içinde yer almaktadır. Kronik böbrek yetmezliğinin de önemli bir nedenidir ve diyaliz ünitelerinde tedavi gören hastaların yarısı diyabetlidir. Kaza dışı ayak/bacak kaybının en önemli sebebi de diyabettir.

Tedavi yöntemleri nelerdir? :Doğru beslenme, fiziksel aktivitenin artırılması ve ilaçlar tedavinin temellerini oluşturur. Bütün bunların doğru uygulanabilmesi için diyabet eğitimi çok önemlidir.

İlaç tedavisi; insülin olmayan ilaçlar ve insülin olmak üzere iki ana başlıkta gruplanır. İnsülin tip 1 diyabette ve şeker düşürücü ilaca ihtiyacı olan gebelerde vazgeçilmezdir ve iğne ile yapılan bir tedavidir. Tip 2 diyabette ise genellikle ağızdan alınan haplar ve insülin dışı enjeksiyon tedavileri kullanılır. Bu ilaçların hangisinin, ne dozda kullanılacağı kişinin kan şekeri düzeyi, vücut ağırlığı, eşlik eden sağlık sorunları gibi birçok faktör dikkate alınarak planlanır. Deneyim, bilgi ve iyi bir takip gerektirir. Dolayısı ile hastaların ilaç kullanımına ilişkin kararlar için hekime başvurmaları, çok sayıda, karmaşık sağlık sorunları varsa tercihen endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı takibine alınmaları gerekir.

Diyabet önlenebilir mi?

Sağlıklı beslenme, fizik aktivite, obeziteden kaçınma gibi yaşam tarzı değişiklikleri ile tip 2 diyabet gelişme riski azaltılabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri (düzenlemeleri) sayesinde prediyabetli bireylerde tip 2 diyabete ilerlemenin %40-58 oranında önlenebileceği gösterilmiştir. Günümüzde tip 1 diyabetin önlenmesini sağlayabilecek etkin bir yöntem mevcut değildir” ifadelerini kullandı.

  • WhatsApp Image 2022-11-11 at 10.26.14.jpg